Cumartesi, Ocak 30, 2010

yuvadan uçtu uçuk

hayatımda daha önce hiç uçuk çıkarmamıştım takiii pediatri intörnü olana kadar.
pediatri intörnüyken bi ay yenidoğanda çalıştım.bizim üni.de yenidoan bi nevi hapishane gibi bi yerdir ama neyseki grubumuz iiydi de biz yine de eğlendik.
cancanım nuranla da beraberdik.zaten biz onunla 6sene hep beraberdik:)zilli sınavlarda,uygulamalarda,en iğrenç onko nöbetlerinden en eğlenceli acil nöbelerine kadar...nöbetlerde olunca kelimenin tam anlamıyla gece gündüz beraberdik,geceleri uyuyacak yer bulamayınca iğrenç sedyelerde beraber yattık,güzel günlerde güldük.neyse fazla uzatmiim yoksa yine duygulanıcam:)
işte ben yenidoğan intörnü olana dek bu bünyem hiç uçuk gömemişti.o dönemde nuran uçuklandı iki gün geçmeden ben de siftahımı yaptım.artık ortak kullanılan lipsticklerden mi,yakın temaslardan mı bilemicem(naptıysak artık:)) zaten yeteri kadar immünsupreseydik muhtemelen.işte o zmn dedim nurana artık bu ömür boyu senden bana bi hatıra olarak kalıcak primeri senden geldi bi daha ne zmn çıkartsam seni hatırlıcam die:) ondan sora bi-iki kez daha çıktı(ki cidden baya bi tahribatlı oluodu bende) sora da sonlandı.
bu sabah bi kalktım yeni bi uçuğum belirmiş:)
tesadüf o ki bugün nuran evleniyor ve malesef ben elimde olmayan sebeplerden dolayı yanında olamıorm.sanırım o da bu duruma baya kızmış olacakki bana oralardan bi uçuk yollamış.
canım benim sana 'tati'nle bi ömür boyu mutluluklar.sizi çok seviorm:)
bi an önce yerleş de istanbulda evine gelicem ben senin:)
PS:bu arada umarım ayakkabının altına ismimi yazmışsındır:)
biterken:hayko cepkin-fırtınam

Çarşamba, Ocak 27, 2010

diplomamı istiorm!

bu nasıl bişey biri bana anlatabilir mi?
ben6yıl okumuşum ama elimde buna dair belgem yani diplomam yok
(aa lütfen okulumun bana verdiği üzerinde kalın puntolarla 'devlet hizmeti yükümlüsüdür' yazan kağıdı nasıl unuturum)
neymiş önce mecburi hizmetimi yapmam gerekiyormuş
bu nasıl bi düşünce nasıl bi yaptırım
ben tıp fakiltesine başlarken öyle bişe imzaladım da kabul mu etmiş oldum böyle bir şeyi ya da ya da tıp fakültesi diploması alabilmek için 6yıl+mecburi hizmet die bişey mi var artık öss tercih formlarında o bölümün eğitim süresi yazarken(hala tercih formları var mı öyle sayfalarca yoksa onlar da nette mi?)
diploma benim o bölüme dair eğitim süresini tamamladığımı gösteren bi belge değil mi
hayır sana ne ben belki mezun olduktan sonra onu alıp evime duvarıma asıcam çalışmıcam evet belki sadece eğlencesine okudum
hangi meslek dalında böyle bi yaptırım var ki
ben okula başlarken mecburi hizmet die bi olay da yoktu belki bilsem seçmicektim(yalann!) sen öyle bi kanun koyuyorsan o dönemden sonra okula başlayanları kapsasın bari(bencil ben)
hayır tamam burdaki insanların da tabiki dr a ihtiyacı var ve kimse kendi isteğiyle bazı yerlere gitmeyeceği için mecburen mecburi hizmet denen olayı çıkarttın belki ama bunun yaptırımı kesinlikle diploma vermemek olmamalı olamaz
hayır devlet deseki eer sen bende yani devlet bünyesinde çalışmak istiosan ben seni ilk olarak mecburi hizmete tabii tutucam bak ona da amenna(allam ne garip kelime bu böle yazınca daha bi ii anladm) ama belki ben direk özellerde işe başlıcam
ne kadar saçma bi uygulama

biterken: ogün sanlısoy-kimdi

Pazartesi, Ocak 25, 2010

vet-doc

bi öğretmenle tanıştım geçenlerde(bizim hemşirelerden birisinin komşusu), eşi de veterinermiş kendi özel kliniğini açmış burda.e çok talep var mı dedim buralarda bi an boş bulunup yok nedense ben veterineri bizim oralardaki 'pet'lere bakan 'vet'ler olarak düşüdüm sadece, nasıl unuturum buraların geçim kaynağının hayvancılık olduğunu(yine kısa devre yaptığım anlardan biriydi heralde).meğerse adam bizim 5-6 katımız para kazanıomuş burda, hafta sonu-içi, gece-gündüz farketmiomuş taa nerdeki köylerden gelip adamı evinden alıp evine bırakıolarmış gerektiinde.Adamı evlerine çaırdıklarında o oturmadan oturmuolarmış, ondan daha yukarıya bile oturmuolarmış saygısızlık olmasın die.lan parasını geçtim bari bize onun yarısı kadar saygı duysalar.Biz de işte ankaradan gelip buranın en ücra köylerine gidip kapı kapı dolaşalım aşı için sora üstümüze yürüsünler baırıp çaırsınlar.Ama eşleri-çocukları onlara para kazandırmıyor ki neden o kadar değer versinler ki di mi ama.Ben biliyorum burda hastanede çocuğu ölüp hadi hocam hadi öldüyse kapatta eve gidelim dier çocuklar evde beklior dieni(tabi herkes aynı deil de), daha çocuğunun ölümünün üzerinden on gün geçmeden başka bi çocuk için işe koyulanı...tamam yani hayvanları sevelim onlara ii bakalm ama biraz da insan sevgisi yahu!
yok ben de artık burdaki mesleğime veterner olarak devam edicem ya da uzman veteriner mi olsam ne

biterken: the fray-how to save a life

Pazar, Ocak 24, 2010

özledim ki ben bursayı

aslında hep zeynep'in yüzünden
bana o maili göndermiş, böle kocaman bi liste bursayla ilgili bissürü şey yazıo ben çounu yapmışım/yaşamışım ki onların
sağlık ocaının önünde her gün duran kimin olduunu hala bilmediğim o 16 plakalı arabayla
gitsem yeniden bursaya ne güzel olurdu di mi
ama aslında ben ordakilerle seviodum bursayı belkide
şimdi kimse kalmadıki orda artık herkes başka bi yerde
olsun ben yine de gidiim bursaya eet eet ben özledim bursayı

biterken:the everly brothers-walk right back

Perşembe, Ocak 21, 2010

ikilemler

şu sıralar bi deişik hallerdeym.kafam bomboş gibi hissediorm ama aynı zmn.da sanki beynimin içinde bissürü ip yumağı var hepsi birbirine karışmış, çözemediğim, kafamdan çıkmak isteyen.

acıkıyorum ama yemek yemek istemiyorum ya da sonuna kadar tokken bir şeyler yiyesim geliyor.

bi tarafım git diyor kalma, dier tarafım biraz daha sabret dur.

uykum geliyor uyumak istemiyorum zorluyorum göz kapaklarım kapanmasın die, ama bazen de uykum olmadığında tek istediğim uyumak oluyor kendimi yorganın altına kapatıyorum.

konuşmak geliyor içimden hatta baırmak bazen ama tek yapığım susmak oluyor çou zmn.

hiçbişe yapmadan uzun süre apatik bi şekilde bakınıorm ölece etrafıma.

mutlu deilim ama mutsuz da deilim, iice anhedonik oldum.

hiç olmadık yerde gözlerim doluyor sonra çok da komik olmayan bir şeye uzun süre gülüyorum.

önceden olsa hayatta dinlemem ben bunu dieceğim/dediğim şarkıları dinlerken buluyorum kendimi bazen.

belki de gitmem/kaçmam lazım artık buralardan en azından bi sürelik.

oy oyyy.



biterken:reamonn-supergirl

Pazar, Ocak 17, 2010

anı(cık)lar -1-

Buralarda anne babaların çocuklarını nüfusa kaydetme adetleri pek yok hoş zaten olup da yaptıran da zaten zmnında kaydettirmek yerine küçük ya da büyük kaydettiriyor nedense.
Çocukları büyüyüp de okuldan belge lazım olduğunda ya da yeşil kart çıkartabilmek için kimlik gerektiğinde, nüfus müdürlüğü önce bize gönderiyor çocukları yaş tesbiti yapmamız için.Bizim de malum elimizdeki imkanlar sınırlı olduğu için (ya da şöyle söliim elimizde dr.dan başka bişe olmadı için:)) çocuğun velisine soruyoruz yaşını, çocuğun yaşını gösterip göstermediine bakıyoruz, bikaç soru daha sorduktan sonra yaş tespiti yapmış oluyoruz(!). geçenlerde yine bi baba geldi yanında 3 çocuğu, yaş tespiti yapılacak.İçeri girdiler hep beraber.Adam çocuklarına açın kollarınızı gösterin dedi.Çocukların her birinin bileğinde kırmızı mühürle bi damga basılmıştı nüfusta.Küçücük yaşlarında damga yemiş gibilerdi, hoş bi manzara deildi bence.Neyse aramızdaki muhabbet aynen şöyleydi: :)
-Kaç yaşında bu çocuklar sırasıyla
-Hocam bu 11, bu8 bu da 7
-Bu 11 mi emin misin
-E tmm hoca 1o olsun bari
-?! (ne diim ben sana)
----------------------------------------


Yine yaşlı bi teyze:)(gerçi şöyle ki buradaki kadınların olduklarından çok çok yaşlı gösterdiklerini fark ettik.) Kimlik kartı var yanında bi tane. İlaç yazdıracakmış o kişiye. Bizim hemşire kaydederken durakladı. Bi bakar mısınız dedi.92 doumlu gözüküyordu kimlikteki kişi ama fotoğraftaki abartmasız bi 45-5o yaşında vardı. Baktık baktık. En sonunda teyzeye sordum bu senn neyin oluyor die (bu arada teyzeyle çok zor anlaşıyoruz çünkü teyze çok az Türkçe biliyor, konuştuklarının yarıdan fazlası kürtçe).En sonunda anladık ki o kimlikteki kişi teyzenin geliniymiş. Ama ben hala fotoğrafla-doum tarihinin aynı kişiye ait olduğuna inanamıyorum. Çocuğu var mı gelininin die sordum yok dedi meerse yeni evlenmiş, Yani anamnez doum tarihiyle uyuyor ama fotoğraf çok yaşlı kalıyor:) Hemşire daha yakından baktı fotoya ‘kırışıklıkları bile var baksanıza’ dedi. Güldük. Teyze de yine Kürtçe bişeler söyledi. O bizi anlamadı biz onu anlamadık, Türkçe bilmiyorum dedi ama gülmemize oda katıldı:)
--------------------------------------------

4o lı yaşlarında bi amca geldi.Ehliyet almak için sağlık raporu almaya gelmiş.Göz muayenesi yapıyoruz işte klasik belli bi mesafeden harfleri okutuyoruz falan.Amca geçti, ben de harfleri gösteriyorum amcanın da okumasını bekliyorum, sorduğum hiçbir harfi doğru söylemiyor yani mesela ben U gösteriyorum o L diyor, K gösteriyorum S diyor.Hayır yani birbirine benzer bişeler dese mesela V yerine U dese dicemki gözleri bozuk da net göremiyor, alakası yok.Amcam ölesine bildiği harfleri söylüyor tanımadan etmeden:)

biterken: fatih erdemci-suçum değil

Pazar, Ocak 10, 2010

haberlerde tutak 2 :)

boşu boşuna habere (şu okula gitmek için her gün sudan geçmek zorunda kalan çocukların haberi)kuşkulu yaklaşmamışım haber fos çıktı:) hatta bknz:

http://www.trt.net.tr/Haber/HaberDetay.aspx?HaberKodu=0c8d0a96-4ddd-41b1-a14d-3c1deebfdbda

bizim sağlık ocağı da ünlü oldu:) hatta ben izlemedim ama dier bi kanalın haberinde alinin de çocukları muayene ederken, onlarla konuşurken görüntülerini de göstermişler:)

biterken:cem adrian-yağmur

Cuma, Ocak 08, 2010

iki yol

her zmn merak ederim verdiğim kararlarda, seçtiğim yollarda acaba dier yoldan gitmeyi seçsem ne olurdu die.yani herkes illa bi şekilde başına gelen olaylarda ii ya da kötü bir karar vermek zorunda kalır.peki ama ya seçtiğimiz yolu değil de dier yoldan gitmeyi tercih etseydik?



aslında neden bilmiyorum belki de bir sebebi yoktur ama merak ediyorum işte sadece bu kadar.elimizde imkan olsa da böyle herşei geriye sarıp dier yolu seçmiş hallerimizi de görebilsek fena olmazdı diyorum bazen de:) (sanırım kelebek etkisini bu yüzden seviyorum)



ilkokuldan beri doktor olmayı isteyen ben, öss tercihleri sırasında nasılsa cerrahpaşa oluo die onun altına başka bir tıp tercihi yapmadan direk eczacılık yazmıştım ölü tercih olduunu düşünerek.tercihlerimin son halini de bitirip (ki yanlış hatırlamıyorsam son günüydü tercihlerin bi de o zmnlar şimdiki gibi netten yapılmıyordu tercihler-Allah ımm baya eskimişiz sanırım:))-) babama gösterdikten sonra formu teslim etmek için işyerinden çıkarken babamın bir anlık uludağ tıpı yazdın mı die sormasıyla tüm hayatım değişti.Yani daha önceden aramızda öyle bir konuşma olmamışken ya da ne biliim puanım bursadan daha yüksek olan izmirdeki ya da ankaraya daha yakın şehirlerdeki tıplara yeterken neden bursa bilmiyorum ama işte o anda babamla yaptığım sadece birkaç dakikalık bi konuşmaydı 'madem ist kesin oluyor o zmn altına da bursa yaz zaten ölü tercih olur bi kaybın da olmaz' demişti.Tercihlerimi silip yeniden doldurmaya üşendim ama yine de oflayarak değiştirdim.Sonuçlar açıklandığında şok oldum.Hala hatırladıkça tüylerim diken diken oluyor o kadar şükrediyorum ki o ana.Ya değiştirmemiş olsaydım?Eczacı olup çıkacaktım herhalde hayatım boyunca affetmezdim kendimi.O bikaç dakikalık konuşma resmen hayatımı değiştirdi.



Buraya gelmeden önce de kesin kararımı vermiştim gelmeyecektim.Tusta tercih yaparken eğitim araştırma yazmamayı göze de almıştım ne işim vardı benim ağrıda.Ama en sonunda ne oldu geldim.Pişman mıyım?Hayır(en azından şimdilik).Buraya geldikten sonra gördüm ki aslında dou bizim daha doğrusu benim bildiğim düşündüğüm gibi değilmiş iiki de gelmişim.Burdaki insanların yaşayışlarını gördüm, doğunun (daha önceden sorsalar yerlerini bile bilmediğim) illerini gördüm.Büyük ihtimalle bir daha buralara gelmeyeceğim ama ilerde buraları hiç unutacağımı da sanmıorm.Yıllar sonra 'ben ağrıda bulunmuştum' dicem:) Ama artık inanıyorumki herkes hayatının bir döneminde buraları da görmeli:) İşte ya hiç gelmeseydim buralara? O zmn hiç bilmeyecektim, burda tandığım insanları hiç tanımış olmayacaktım ya da bursaya gitmeseydim artık dostum olan o insanları hiç bilmeyecektim tamam başka yakın dostlarım olacaktı belki ama garip işte:) zaten şöyle bişey varki bişey benim olmadan onun yokluğunu düşünememki yani zaten hiç bilmediğim birinin yokluğunu zaten bilemem (biraz karıştırdım sanırım demek istediğmi anlatamadım:)) yani demek istiyorum ki bişey önce benim olmalı ki ya da birini tanımış olup onunla arkadaş olmalıyım ki sonra o olmasaydı die düşünebileyim di mi.Zaten hiç tanımadığım biri için o olmasaydı diyememki ne biliyorum belki de şu an hiç bilmediğim gitmediğim yerlerde bissürü insan vardır aslında tanışsam, hayatıma girse çok ii anlaşacağım ve hatta iiki onu tanımışım o olmasa çok kötü olurdu diyeceğim ama henüz tanımadığım.di mi ama:) işte onları henüz hala tanımadığım için yoklukları etkilemiyor:)Herhangi bir şeyin kaybını anlamak için önce ona sahip olmak lazım :)



Bunlar sadece iki örnek bunların dışında gün içinde bissürü karar vermek zorunda kalıyorum tabiki herkes gibi, seçimler yapıyorum.Hiç bi kararımda, sonu beni üzse de kızdırsa da, hiçbir zaman 'keşke' demedim (Allah hiçbir zmn dedirtmesin de), o kelimeyi hiçbir zmn kullanmadım sadece bir dahaki sefere karar verirken daha dikkatli olmamı sağladı bunlar.Şimdi geriye dönüp baktığımda da iiki öyle yapmışım, iiki buralara da gelmişim diyorum.Zaten bence yaptığı şeyler için deil de yapmadığı şeyler için pişmanlık duyar insan öyle de olmalı.İlerde bugünlere dönüp baktığımda da hiçbir zmn sanmıyorum 'keşke onu yapmasaydım' diyeceğimi ama 'keşke zmnında onu da yapsaydım' deme ihtimaline karşılık mümkün olduğunca bunu aza indirgemeye çalışıyorum:)



Bu arada seçimlerimde acaba dier yolu seçsem ne olurdu die merak ediyorumya onunla ilgili bi teorem de geliştirdim kendi cevabımı buldum:) Şöyleki bence insan hangi yolu seçerse seçsin vardığı nokta değişmez yani kaç farklı yol olursa olsun biz hangisini seçersek seçelim tüm yollar en sonunda bir noktada kesişiyor ve aynı noktaya çıkıyor sadece yollar biraz farklı o kadar kimi belki biraz daha engebeli kimi daha virajlı kimi daha düz o kadar.Ne diim en güzel yolları seçip en mutlu sonlara ulaşmak dileğiyle:)

biterken:demir demirkan-cevapsız (sora sora yol bulmaktan yoruldum...-yazıya da denk gelmiş:))


yaklaşık bi ay olmuş yazıyı yazalı ölece taslak halinde bekliomuş yayınliim bari:)

haberlerde tutak:)

2 gün önce akşam haberleri izlerken tutak'la ilgili bi haber vardı:köyde oturan öğrenciler okula gidebilmek için yaz-kış demeden ufak bi gölet varmış ordan geçmek zorundalarmş.Öğrenciler kışın soğuğunda paçalarını sonuna kadar sıyırıp -ki bu onlar için tüm bacak boyu demek- o sudan geçiyorlarmış.bi baktım resmen bizim tutak:) öğrenciler de yatılı ilköğretim bölge okulu var(YİBO)oranın öğrencileriymiş hemen bizim sağlık ocağının yanındaki okul.Daha sonra kanalı değiştirdim başka bi haber çıktı ağrı'da hamile bir kadın kar yolları kapadığı için yolda kalmış ambulansla beraber.Olay yeri de bize on dk.uzaklıktaki hamur ilçesi.Şaşırdım.Geçen senelerde de hep benzer olaylar, haberler olurdu tv lerde ama o zmn benim içi pek bi anlam ifade etmezdi bu haberler şimdi ise ben de o haberlere konu olan yerlerden birinde yaşıyorum.Garip(son zmnlarda o kadar çok kullanır oldum ki bu kelimeyi).
Okula gitmek için sudan gemek zoruda olan öğrenciler dikkatimi çekti.Yani senelerdir gerçekten öyle mi yapıyorlardı(haberde dediğine göre orda bi köprü temeli atılmış 13 yıl önce ama hala tamamlanmamış çou şey gibi) ya da hadi tamam öğrenciler geçti ordan diyelim diğer insanlar ne yapıyorlarki tutak'a gelmek için.
Köyün adı 'adakent'.Bugün de bi çift geldi, çocuklarını getirmişler.Nerde oturduklarını sordum adakent'teymiş.Hani şu haberlerde çıkan yer mi dedim evet dediler.Ee siz nasıl geldiniz cidden doğru mu o su meselesi dedim (yalnız olaya bak artık haberlere de güven kalmadı.doğru mu die soruorm) evet doğru dediler.Ben hala şaşkın ve inanmak istemez bir şekilde nasıl yani siz de o sudan mı geçip geldiniz dedim evet dediler.Ben hala inanmak istemiorm nasıl yani dedim siz elinizde bu bebekle o sudan mı geçtiniz başka bi yol yok mu die sordum.Başka bi yol yokmuş onlar da o sudan geçip gelmişler.
Öğleden sonra da bi öğrenci geldi hasta olarak.YİBO öğrencisiydi.Evinin nerde olduğunu sordum o da adakent dedi.Dayanamadım ona da sordum siz gerçekten öyle sudan geçip mi geliosunuz die(napiim ama inanılacak gibi deil) evet dedi.Nasıl yani resmen souk-sıcak demeden öyle geçiosunuz mu dedim evet dedi.Kızlar napıo peki dedim.Onlar bacaklarını sıyırıp sudan geç(e)medikleri için okula da gitmiyorlarmış.Ben hala inanmak istemeyerek resmen başka bi yol yok mu die sordum çocuk da yok dedi.O sırada arkada sıranın kendisine gelmesini bekleyen dier bi hasta söze karıştı:Hocam var aslında başka bi yol ama dolanmak gerekiyor o da 1o-15 km.uzatıyor yolu o yüzden o sudan geçiyorlar, dolanmamak için yolu tercih etmiyorlar dedi.Aslında yıllar önce köye köprü yapılması için para gönderilmiş hatta köprünün temeli de atılmış ama işte yıllardır devamı gelmemiş.Ordaki insanlar da yolu uzatmak yerine sudan geçmeyi tercih ediyorlarmış(burdaki insanlar sanırım tahminimden daha dayanıklılar soğuğa).
----------------------------------------------------------------------------------------------

Yıllar önce klinik stajlara yeni başlamışken, gördüğüm hiçbi hastayı unutmuyordum.Hatta mesela atıorm dahiliye stajındayım dielim bi hasta geldi, bi zmn sonra aynı hasta geldiğinde ve asistan onu hatırlamadığında biraz şaşırıyordum kendi kendime de ben böyle olup unutmak istemiorm hastalarımı, unutmıcam da diodum.İntörnken de nisbeten biraz daha unutkan bi bünye olsam da -bunun sebebi gördüğüm hasta sayısının gittikçe artması olabilir mi acaba:)- klinikte yatan hastaları hatta yakınlarını bile hatırlıodum.
Buraya geldim ilk ayımda bi gelen hasta daha sonra yeniden geldiğinde onu hatırlıyordum hiç olmazsa daha önceden bana geldiğini hatırlayabiliyordum:) ama geleli daha 3 ay oldu ki artık yavaş yavaş unutkanlığımın (aslında bu tam olarak bi unutkanlık sayılmaz bence:)) arttığını farkettim.Bi hasta geldi bugün, daha önceden de gelmiş bana bi şikayeti varmış ben de ilaç yazmışım, çok ii gelmiş teşekkür ediyordu.Öylece baktım suratına.Açıkçası çok mutlu oldum memnun kaldığı ve bunu dile getirdiği için ama farkettim ki ben o adamı daha önceden gördüğümü hiç hatırlamıyorum! adama baktım yok yok cidden hatırlamıyorum, o hala konuşmaya dvm ediyor.Bi ara 'ben mi yazdım ilacı' diyecek oldum, sustum.Karneye baktım, eski reçetelere baktım cidden de benim yazım vardı arka sayfada ben yazmışım inanamadım. Artık ben de o olmıcam dediğim duruma düştüm, piştim mi ne:) Bu da insan hafızasının normal bi durumu diip kabullencem sanırım zmn.la.
Bu arada yeni yılla birlikte poliklinik defterindeki protokol numaraları yeniden birden başlıyormuş bu da demek oluyorki yılbaşından önce baktığım 1733 hasta sayısı sıfırlandı.Acaba hafızam da onunla birlikte gördüğüm hastaları sıfırlar mı:)

biterken: simple plan-save you

Çarşamba, Ocak 06, 2010

kısa kısa



  • yıl bitio yıl bitio derken yeni yıla da girdik hatta üstüne bi hafta geçti bile.ben de çok sakin bi yılbaşı akşamı geçirmeyi düşünürken -ki ne zmn bişe yapmayı/yapmamayı düşünsem hep tam tersi oluo- hiç ummadığım bi yerde ummadığım kişilerle çok atraksiyonlu deil ama sakin denemeyecek bi şekilde girdim yeni yıla.Hastanedeki dr.lardan memet,bizim ebelerden biri, ben, hastanedeki röntgen teknisyeni; hastanedeki ebelerden birinin evinde 2oo9-2o1o geçişini yaptık.Alakasız bi yer alakasız kişiler.Sanırım o zmn.ı unutmam pek mümkün deil:)


  • çok ama çok kar yağdı buralara.tüm köy yolları kapandı.okullar tatil oldu.hastalar gelemez oldu.uzun zmn.dır böyle kar görmemiştim.yıllar sonra kartopu oynadık.elektrikler sular internet kesildi.cep telefonları çekmez oldu (turkcellin çekim gücü die bişey yokmuş çünkü bizim buralarda turkcell jeneratör koymamış dier operatörlerde ara ara çekti işte:)).


  • yeni bi eldiven ürettik:normal eldivenin üstüne hastane eldiveni giydik, hem su geçirmedi hem üşütmez oldu:) (küçükken kartopu oynarken eldiven ıslanıpta su geçirince ellerimin soukluundan oyun oynayasım gelmezdi şimdi çözümünü buldum ama artık çok geç sanırım:))


  • pansiyondaki kızları hayatım boyunca hiç unutmam heralde.zor dönemlerde insanlar birbirlerine destek olup daha çok bağlanırlarya burda da öle oldu sanırım bi nevi askerlik arkadaşları gibi hani askerlik arkadaşları yıllar sonra bile hatırlanırya işte burdakilerde benim için öyle oldular zaten şafak da sayıyorum:)


  • sağlık ocağımızın nüfusu artıyor.3 ebe bi çevre sağlığı teknisyeni geliyor hadi bakalım görelim:)

  • bunu da yazmazsam beş madde yazmış olcam ki beş takıntılı biri olarak o rakamı mümkün olduunca kullanmamaya çalışan ben hafiften bi obsesyon yaparak altıncı maddeyi de yazmış oldum böylece:)

biterken:gary jules-mad world

tubaaa'ya




  • uzun bi aradan sonra seni 'gördüm' bugün özlemişim:)
  • odanı da beğendim şe-ka'daki odandan daha temiz görünüyordu şaşırdım:)
  • himym'leri de beraber izleyemez olduk şimdi tek izliyoruz eskiden daha mı güzellerdi ne yoksa sensiz izlediimden mi eski tadı vermiyor bilemedim:)
  • tubaaaaaaa benim elmalarım bitti ziraat fakültesinden elma alır mısın:)
  • dilara apt.no:12nin posta kutusunda çikolatalı mektuplar, istanbul simitleri bulmayı da özledim ayrıca ikter'de burnumda tütüo(bu arada acaba şu an o evde kimler oturuyor:))
  • o diilde acaba şu an şe-ka 3o8'de kim kalıyor ayrıca onun da uykusu geliyor mudur sürekli:)
  • pencereden bakma alışkanlığım burda da devam ediyor ama burdaki yolda seni göremiyorum:)
  • bana yazdıın mektubun karşılığı olamaz bu ama en azından kendimi biraz affettirir di mi:)neyse zaten bi dönem daha orda kalacağına göre hala daha zmn.ım var demek oluo bu di mi:)
  • buralarda artık bana 'havalı' diyen de yok neyse zaten artık eskisi gibi de deilim baya deiştim görsen tanımazsın yani o kadar:P
  • hastalar gelip oram buram ağrıo die anlatırken aklıma sen geliosun bazen ama nedense onlara 'bişey olmaz geçer' diemiorm:)
  • bursayı o kadar özledim ki...hatta bazen 'o kız' ı bile özlüyorum sanki inanmıcaksın ama:) bi yandan da biliyorum aslında bursaya gitsem de artık hiçbişey eskisi gibi deil
  • yeniden bi şenlik olsa da gitsek ne güzel olurdu di mi
  • ben şimdi kiminle film izlicem de krize gircem yaa:)burdakiler alışkın deiller krizlerime şimdi 5oo days of summer ı nasıl izlicem :)
  • hadi bi an önce görüşelim de bi kez daha eternal sunshine of the spotless mind izleyelim olmaz mı:)
  • sweet'e gitmeyi bile özledim ben yaa.diniz'de ders çalışırken uykum gelip sweet'e gidip kahve-çikolata yesem yeniden.
  • sen hastaneye gelsen seni görenler 'aa kardeşin mi' dese ben de Allah korusun desem:)
  • burası benim evimmiş meğersem.töbe töbe Allah ımm:)

  • aslında baya baya uzun bi zmndan beri aklımdaydı sana yazmak ama kısmet bugüneymiş:)
  • hadi bakalm şimdilik bu kadar ben 'gittim'-kaç zmndır böle demiodum nostalji olsn biraz da di mi:)-

biterken:cat stevens-dust in the wind

Pazartesi, Ocak 04, 2010

su

su medeniyetmiş ben burda bunu iice anladım.
cumartesi sabahından beri kesik olan sular pazartesi sabahının şu kör saati oldu hala gelmedi.pazar günkü fırtınadan sonra bi ara elektrikler gitti ve gelmesi saatler aldı.neyse elektrikler geldi ama sular hala yok.Resmen iiden iiye mahrumiyet bölgesine döndü burası.Bi ara elektrik yok su yok akşamın bi vakti öylece oturduk yapacak daha doğrusu yapabilecek hiçbişey olmadan.Dışarda bissürü yağmur, kar var ama işe bakki su yok.Neymiş efendim su depoları elektrikle doluyormuş da elektrik gidince depolarda boşalmış da dolması 6 saati bulurmuş.Kaç 6 saat geçti nerde sular, cumartesi elektrikler vardı da ne oldu sular yine yoktu.Ay cidden çok sinirlendim.Bu ne biçim belediye bu ne biçim hizmet anlayışı.Bir de neymiş efendim bu belediye başkanı çok iiymiş de herkes çok seviomuş da hangi partiden girseymiş zaten o kazanırmış falan da filan.Sen insanların en temel ihtiyacını karşılayamaacaksan kusura bakma da olma yani belediye başkanı falan.Bişey yiyip içemiyoruz da çünkü tükettiğimiz kadarını da çıkartmak gerek sonra malum.Geldiğimizden beri susuz yaşamaya alıştık resmen.Kime ne diceksin işte burası böyle.

biterken:direc-t - git