Cuma, Nisan 29, 2011

kendime notlar -1-

her fani ölümü tadacak.unutma!ve sen de bir fanisin ona göre davran.


biterken:jeff buckley-last goodbye

durum özeti

ayda9milyar aldığım zmn.lar oldu(evet oldu).şimdi beş kuruş kazanmıyorum,toplu taşıma araçlarını kullanıyorum ve hatta bazen onlara yetişmek için koşuyorum(hiç sevmediğim durumlardan/hareketlerden biridir bu), ilişki durumu olarak yalnızım, hiçbi sostal aktivitem kalmadı tek yaptığım otomatik bi şekilde her gün aynı saatlerde aynı işleri yapar bi tarzda ders çalışıyorum, uzun zmn.dır kendime hiçbişey almadım(eet alışveriş yapmak cidden bayanları rahatlatıyor kim ne derse desin), yemek yiyip sürekli oturmaya devam ettiğim için(malum ders oturularak çalışıldığı için) sürekli şişmeye devam ediyorum,cep telefonum dahil çou iletişim aracım kapalı, onca yıldır başına buyruk yaşamaya alıştıktan sonra yeniden lise öğrencisi gibi eve gidiş-geliş saatlerim dikkatli(en azından bizim zmn.ımızdaki liselerde öyleydi), çou arkadaşımla onca zmn.dır konuşmuyorum,elimde ders kitaplarıyla tüm günümü kütüphanede geçiriyorum, önümde kazanmam gereken zor bi sınav var, ama her şeye her şeye rağmen mutluyum.gerçekten.maşallah.
hani insan der ya çok mutsuzum, beni mutlu edecek hiçbişey yok die, işte eet bakınca beni mutlu edecek pek bişe yok gibi ama mutluyum lan.resmen özlemişim bu duyguyu.maşallah.insanın kafasının rahat olması böyle bişeymiş demekki.oh mis.çok şükür.
hayır işin garip yanı öle polyanavari bi düşünce deil bu, kendimi kandırmaya çalışmak da deil, sadece gerçekten öle.maşallahx2=))


biterken:reamonn-star

Cumartesi, Nisan 16, 2011

2yabancı

Son günlerde, hep görüşeceklerine, her zmn iletişimde olacaklarına dair kararlar aldılar. Herkes ‘biz de sizin gibiydik, çok yakın arkadaştık ama lise bitip de üniversiteye gidince öyle olmuyor, hele hele başka şehirlerde olursanız hiç görüşmezsiniz’ diyorlar ama onlar demek ki çok yakın deillermiş  die o zmn gerçekten inandıkları ama şimdi sadece o zmn için kendini kandırmaktan öteye gitmeyen cümleler kurdular.Hem her Ankaralı liseli gibi onların da hayalleri hep beraber istanbulda okumaktı, hiç olmadı eskişehirde, ama hep beraber.hiç birisi şehir dışına gitmedi, hepsi hangi bölüm olursa olsun ankarada kaldılar, bikaç tane ankarada okumak isteyen vardı onlar da çok istedikleri bölümlere puanları yetmeyince şehir dışına gittiler.aslında hepsi  hep beraber yakındı, ne de olsa yedi senedir beraber okuyolardı, çocukluk döneminden, başkalaşım dönemi olan ergenlik dönemine sonra da ilk gençlik yıllarına beraber girmişlerdi.okul bitti.hepsi ayrı yönlere dağıldılar.ilk zmn.larda toplu buluşmalar oluyordu, sonra sayısı gittikçe azaldı bu buluşmaların.zaten zamanında günün tümünü birlikte geçirdikten sonra yetmeyip eve gittiğinde telefonda uzun uzun konuştuğun arkadaşların hepsi yabancı olmuşlardı.sanki hiçbir şey paylaşmamış gibi öylece sessizlikler oluyordu buluşmalarda.çünkü hepsi ayrı bi dünyadaydı artık.durağan değil ki yaşamımız, aktif bi şekilde ilerlemeye devam ediyordu ama içinde hepimizin farklı insanlarıyla.bazısı buluşmalara gelmedi, ya da denk gelmediler.zaten yıllar geçtikçe buluşma sayıları azaldı.sevdikleri bi arkadaşlarını kaybettiler, hepsi oradaydı, hep beraber yeniden.hani lisede bi olay oldu mu toplanırsın ya.öle.ama bu sefer gerçekten kötü bişeydi.yıllar daha da geçtikçe artık mezuniyetler başladı mı konuşma içerikleri daha bi iş hayatına yönelik olmaya başlıyor, arada evlenenler oluyor gidersen gidenleri görüyorsun.
sonra sonra yıllar sonra, telefonundan hiçbir zmn numarasını silmediğin, hatta hala daha bastıbacak lakabıyla orada kayıtlı duran, ama hiç de aramadığın, onun da seni aramadığı, o zmn.lar çok çok yakın olduğun, ama bu iletişim çağına rağmen neden hiçbir zmn görüşmediğini bilmediğin arkadaşın yıllar sonra seni facebookta ekler, ismini görürsün 8sene sonra, gerçekten odur.sonra o 8senede ne kadar çok şey değiştiğini düşünürsün, o kadar onunla aynıyken, ortak noktadayken, o noktadan sanki anlaşmışsın gibi tamamen ters yönlere gidip,biz bi birbirimizden tamamen iletişimsiz sekiz sene geçirelim sonra hallerimize bakalım demişsin gibi…sen hayalinin mesleğine kavuşmuşsundur, ülkenin en doğusunda yaşam tarzına çok zıt bi yerde mesleğini bi süre yapıp sonra istifanı basıp uzmanlık adına ders çalışmaya evine dönmüşsündür-lise zmn.larına dönüş-, o da hayallerinin bölümünü hayallerinin okulunda okuyup, üstüne yüksek lisansını yapıp sonra yurtdışında masterını yapıp üstüne de almanyanın tübitak eşdeğeri bi kurumunda çalışıyordur.o nerde, sen nerde.ikiniz de aynı noktadayken, bu kadar ayrı olmak.
Düşündürüyor insanı, bi garip ediyor.


biterken:tnk-söyle ruhum  

Perşembe, Nisan 14, 2011

yapmayın

  • kütüphaneye topuklu ayakkabı giymeyin,giydiyseniz de adabınızla efendice parmak ucunuzda yürüyün, millet sizin tak tak sesinizi çekmek zorunda deil.o ayakkabıyı ayağınızdan çıkarıp, topuğuyla kafanıza tak tak vurasım geliyor.
  • dışarda ağzınızı bi metre yaya yaya sakız çiğnemeyin, hadi çiğniyorsunuz balon şişirip patlatmayın bari.valla bak çok iğrenç oluyorsunuz.tam balonu şişirmişken, balon en büyük çapına ulaştığında avcumun en ortasıyla o palonu patlatmak istiyorum,balon hala ağzınızdayken.
  • sihirli, büyülü saçma diziler çekmeyin.ya da çekin çekin.en son çocuk intörnüyken, pediatrik onkoloji kliniğinde vizitteyken tüm çocuklar o dizileri izliyordu, işte o an iiki bu diziler var dedim, yoksa hastanede yatan onca çocuk nasıl vakit geçirecek.sırf o hasta çocuklar için katlanabilirim o dizilere.
  • çocuklarınızı doktor yapmayın.sakın yapmayın.
  • su tesisatı birbirine bağlı olmayan evler yapın.birisi banyodayken, evin dier ucundaki mutfakta sıcak su kullanılırsa banyodaki kişinin suyu kesilmesin.çok mu zor bunu yapmak.
  • yaşlılara kötü davranmayın.valla ya.Allah ömür verirse bi gün herkes istese de istemese de yaşlanacak.kötü davranmaya dvm edenler de çok uzun yaşasın, onlara çok kötü davranılsın sonra da.
  • yolda karşı istikamette elinizde etrafa saldırganca yaklaşan, gücü sizden fazla olan köpeğinizle birine doğru yürürken, karşınızdan gelen kişi köpeğinizden korkunca korkma korkma bişey yapmaz demeyin.ne biliyosun, sen köpeğin yerine neden karar veriyorsun ya da doğasında ısırmak olan bi hayvanın ısırmayacağını nasıl söyleyebiliyorsun.
  • çocukların ellerine her şeyleri alıp oynadıkları parklara -genellikle köpek olmak suretiyle başka hayvanlar da olabilir-  hayvanlarınzı getirip, onları gezdiriyosunuz ya,sonra onlar da haklı olarak ortalığa pisliklerini yapıyorlarya, millet sizin köpeğinizin pisliğini çekmek zorunda mı, ona basmadan yürümeye çalışmak zorunda mı.yapmayın yaws.he bazısı elinde naylon torba, hayvancağızın peşinden pislikleri topluyor.eet eet var böyleleri de.ne güzel.aferin size.
         (şu son iki maddeden sonra hayvanları ne kadar sevdiğim de (!) anlaşılmış oldu.ama yok yanlış anlaşılmasın hayvanları sevmio deilim, ama sevio da deilim.nötrüm dielim.yine de ne olursa olsun tüm canlılara zarar vermeye de karşıyım.)


biterken:aysuda ülkü zeren-ne güzeldik oysa biz