Çarşamba, Aralık 07, 2011

Ne var bunda?

                                                                                                                                                      artık beni abla saymayan kardeşe=)

Bir yere kargo gönderirken, kargoyu kabul eden görevlinin aslında gayet hesap soran ama aynı zamanda bir o kadar da hiç garip karşılanmayan yani aslında başka zmn olsa çoğu kişinin 'sana ne' diye cevaplayacağı soru karşısında, hele ki bir de içinde duvardaki tabelada kocaman punktolarla yazılı olan 'gönderilmesi yasaklar' listesindeki eşyalardan biriyse paketlediğiniz, işte o an kargonuzun gitmeye onay alabileceği ama aynı zamanda elinizdeki paketin şekline, boyutuna, sallayınca çıkardığı sese uygun makul bir cevap ararkenki yarı suçluluk, yarı yarı yalancılık az biraz da sanki yalan söylesem anlayacaksın düşüncesi ama aynı zamanda acaba suratımdan yalan söylediğim belli oluyor mudur uçuşmalarıyla verilen cevap anındaki duygular- düşünceler gariptir.
-Ne var içinde?
-Süs eşyası.
-Kırılacak mı?
Hayır hayır.(aslında bu ikinci hayır biraz da yalan söylediğim belli olmasın, gayet rahat havalardayım manası taşıyor.)
Aslında alakası yok.Paketin içinde birkaç beyaz altın takım var.Bir arkadaşa gönderiyorum.Ama altın, mücevher gibi değerli eşya göndermek yasak olduğu için, yalan söylemeye mecbur bırakıyorlar.Ama al işte bak gönderdim ne olmuş yani.
Doğrusunu söylemek gerekirse, biraz böyle belli bir standartı olmayan, kişinin insafına kalmış işleri hiç sevmem.
Ben Ağrı'dayken (ahanda resmen cümleye böyle başladım.Tutak'tayken en büyük hayalimdi resmen bu.O zmn.lar hiç gelmicekmiş gibiydi bu an) ilçedeki tek kargo PTT kargoydu ama gayet de memnunduk.Ben zaten kargo göndere-ala görevliyle kanka moduna çoktan geçmiştim.İşte orda bazn benim bile (bile niye bilmiyorum) çok şaşırdığım eşyalara denk geliyordum.Buzdolabı, çamaşır makinesi hatta koşu bandı bile gördüm gönderilecekler arasında.Herhalde onların sahibi ben olsam, bunları hayatta PTT kargo kabul etmez diyip (ama özellikle PTT, sanki diğer özel kargolar parayı bastırınca her şeyi hatta evini bile taşırlarmış gibime geliyor çünkü) hiç teklif bile etmezdim.Neyse de.Ama benim için en bombası bir yaz günü  ilçe PTTsi camına yazılan 'yaz günü, çok aktığı ve koktuğu için peynir göndermeyin' gibilerinden bir yazıydı.Yani demekki yaz dışında peynir gönderilebiliyordu ve akıp-kokmayan diğer yiyecekler her zmn gayet kabul ediliyordu.Büyük şehirlerde olsa, misal Ankara'da sen ne yaparsan yap hiç bir şekilde yiyecek-içecek gönderemezsin.Yani bu ne şimdi?Gönderilebiliyorsa gönderilsin, gönderilemiyorsa da hiç bir yerden gönderilemesin. İşin bizzat o gişedeki memurun insafına kalmış olmasına kılım  ben, memur tipini beğenirse kargonu kabul edecek, sana o an bir şekilde herhangi bir sebeple uyuz olduysa 'üzgünüm,gönderemiyoruz, yasak' diyecek.
Ben devlete bağlı bir kurumun genel müdürlüğüne çok yakın bir yerde oturuyorum(cümle bi saçma sapan oldu,yani evimiz orda). Müdürlük dediğim de minik kampüs gibi bir şey. İçinde kuaförü, kantini zartı zurtu var. Fiyatlar da normale göre daha uygun. Meğerse arada bizim mahalledekiler gidiyormuş, alış-veriş yapmaya, saç kestirmeye falan. Biz de duyduk bunu durur muyuz. Gittik annemle. Hiç bir sorun çıkmadan kimliğimizle içeri girebildik. Başka bir zmn kapıdaki görevli bayan kesinlikle yasak giremezsiniz, sadece bu kurumda çalışanlar ve aileleri girebilir dedi(aslında aileden kastı dıdısının dıdısı ya da bi tanıdık olsa da yeter isim söyleyip de girenler var, hatta bizim bi komşu benim kocam meclis dr.u diyip girdi bilirim=)-allam sanki girenlerin çetelesini tutuyor gibi oldum-), başka zmn başka bir görevli annemin ısrarlarına dayanamayıp tamam şimdi girin ama bir daha olmaz dedi.Hayır yani yasaksa yasak olsun hiç biri içeri almasın ya da hepsi sorun çıkarmadan içeri alsınlar. Bir standart olsun yani. Böyle birilerinin insafına kalınca, sahip olduğu basit, anlamsız bir yetki yüzünden kendini bir şey sananlara minnet etmek gibi bir duruma ne kadar sinir oluyorum anlatamam(bu durum sadece anlattığım olay için geçerli değil tabi,genel bi sinir olma, her işte geçerli olan). Misal gidiyorsun müdürlüğe, bakanlığa, bir şey öğrenmek istiyorsun, kıytırık bir memur bile (yanlış anlaşılmasın kimseyi küçümsemek amacıyla söylemiyorum bunu), artık işin düştüya ona, Allah'ım 1ooo dereden su getiriyor. He bir de söylemeden geçemeyeceğim karşılaştığım durumlarda sorun çıkaranlar genellikle bayanlar. Erkekler her zmn olduğu gibi daha rahat davranoyorlar. Yani kendim de bayan olmama rağmen üzülerek söylüyorum ki, iş hayatındaki bayanlar daha uyuz(zmn zmn ben de dahil olabiliyorum buna=))

ps:küçük kardeş ben bilahare geniş zmn.da şarkılara ayrı bi yorum yazıcam, aklımda=)


biterken:landon pigg-coffee shop