Pazar, Ekim 31, 2010

filmler hayat olsa

hayat filmlerdeki gibi yaşanmıyor arkadaş!

Sen bu yaşa geldin bunu daha yeni mi öğrendin dersen hayır tabiki.Zaten günlük hayatta yaşadıklarımızın filmlerdeki gibi olmasını beklemeyiz normal şartlar altında.Yani filmleri kafamızda kurup sonra onları yaşamayı beklemeyiz zaten.

Ama istisna durumlar vardır.Yani bazen böle tek başınıza uzun sayılabilcek kadar bir süre oturduktan sonra beklenilenin gelmesini, gerçekleşmesini isteriz.Ya da yapılan yanlışlar ne kadar çok olsa da arkadaş grupları olan dizilerden etkilenip yeniden hiç tartışmamış gibi davranmak, köşeyi dönünce bi mucize beklemek, otobüsü kaçırınca ilk başta sinirlensek de bi sonraki otobüsün bizim için daha ii olduunu görmek, işimizden memnun deilsek ordan ayrılıp daha iisini bulabilmek, hayallerinin peşinden gitmek uğruna bissürü risk alabilmek isteriz.

Evet gerçekten bunlar normalde aklımıza gelmez belki ama bu sahnelerle başbaşa kalınca hayatta bi bakarızki izlediğimiz filmlerde de benzerleri vardır.Sonra salakça bi ümit kaplayıverir insanın içini, son bi umut kırıntısıyla bekleriz madem sahne benzer o zmn sonu da benzer olsun die ama olmaz işte.Kasmanın anlamı yok.Bi de üstüne üstlük iice kırılır umudumuz, hayır niyeyse anlamam.O film işte bu da hayat.Öle.

Bizim sevdiğimiz bizi sevse ya da bizi seveni sevebilsek biz de, yanlış anlaşılmaları filmlerdeki gibi rahatça toparlayabilsek, karşımızdakilerin sorduğu sorulara istemesek de olumsuz cevaplar verdiğimizde karşı taraf inanmasa,filmlerdeki gibi nayır nolamaz yalan söylüyorsun repliğiyle yanıt verse, yaptığımız işte en ii olsak herkes bize hayranlıkla baksa fena olmazdı aslında ama.Ya da hayatımızı etkileyecek bi dönüm noktasında doğru kararı verebilsek, bi şekilde hırs yapsak çok başarılı olsak ama aynı zmn da hiç bi eğlenceden de kısmamıza gerek kalmasa, sevdiğin seninle olsa sen de sevdiğinle, gitmek-geride kalmak-arkada bırakmak olmasa ya da olsa bile bi zmn sonra taraflar ne kadar hata yaptığının farkına varıp birbirlerini daha da çok sever bi şekilde bi ömür mutlu yaşasalar da gökten 3 elma düşse, tam ayrılık olacaı vakit olmasa, (her türlü )işler sarpa sardığında bi anda bi peri tozuyla süpper hale gelse, ...
güzel olurdu be.


biterken:reamonn-sometimes

Pazar, Ekim 10, 2010

1o.1o.1o

aile hekimliğine geçsem mi, geçmesem mi die düşünürken zmn geldi de çattı bile.resmen tepeden inme bi şekilde yrn aile hekimi olarak işe başlıyoruz.ben de ilk kez 8ekim2oo9da adımımı attığım sağlık ocağımdan pılımı pırtımı toplayıp tamı tamına bi sene sonra 8ekim2o1oda çıktım.


aslında başına dönmek gerekirse;


ben bu zmn.a kadar bi miktar rapor aldım malum, e mecburide de alınan raporlar sona ekleniyor.işte benm aldıım o raporların eklenmiş haliyle mecburim ekim sonunda bitiyordu.dolayısıyla ben de 11ekimde başlayacak olan aile hekimliine geçmeye karar verdim.29ağustosta(ki kendisi benim doum günüm olur)yerlerimiz belli oldu.ben düzenim bozulmasın zaten çok kalmıcam die tutaktan bi yer seçme düşüncesiyle gittim.bizim ilçeden en yüksek hizmet puanı olan da ben olduum için ilk tercihi yapıp istediim bölgeyi seçtim.En az sorunlu olan köyleri seçtim ama bu sefer de sağlık ocaım deişmiş oldu.Gerçi kaldıım yere daha yakın bi sağlık ocaına geçmiş oldum ama (zaten tutak baştan sona ne kadarki!) işte malum deişikliklerle arası pek ii olmayan ya da alışkanlıklarını kolay kolay bırakamayan ben için biraz zor olacaktı bu=))yerlerimizin belli olduğu o gün sözleşmelerimizi de imzaladık.


Geçen hafta il sağlık müdürlüüne gittik bikaç şey için.Gitmişken kalan mecburi hizmet süremi de soriim dedim aman Allah ım ne desin ordaki kadın:mecburim bitmiş üzerine 8gündür fazladan yapıyormuşum.Ben tabi inanamadım defalarca da sordum.Ama işin garip yani aldıım raporların hiçbiri işlenmeiş.Yani aslında daha 55günüm olmalıyken bitmiş gözüküyor.Kadına da bişe diyemedimki benm daha raporlarım vardı ama siz onları saymamışsınız die.Sonra pc den çıktı aldı, o çıktıyla beraber bi üst yazı yazıyorlarmış, sonra onu sağlık müdürü ve vali imzasıyla bakanlığa gönderiolarmış,bakanlık da okuluma yazı gönderiomuş bu mecburi hizmetini bitirmiştir die(kendime bu dedim bak=))).


Ee işte benm orda kafam karıştı.Şimdi ben ne yapacaktım?Ya anında istifamı verecektim ama artık devletin hiç bi kurumuna güvenim kalmadıı için göze alamadım yani ben istifamı verdikten sora derseler bana senn daha 55günün var die o zmn naparımki?E istifa etmesem de bu sefer aile hekimliine geçme dönemi gelcek ve ben de aile hekimliinden istifa edicem bu sefer sözleşmeden istifa ettiim için iki ay da istifadan sora beklemem gerekecek.Bi de bissürü masfar yapıcam aile hekimlii için.Kalıcı olmayacaım için de masraflar boşuan gidecek.Gittim sağlık müdür yardımcısıyla konuştum.Tabi adama da demedim benm 55günlük raporlarım sayılmamış die.Ben senn yerinde olsam istifayı basar giderim dedi.Al sana bi karar dönemi daha.Uçuklar, sivilceler çıkardım stresten.Hayır işin garip yanı artık sistemler nasılsa bi pc den bakıoar siz şu kadar gün rapor almışsınız diolar yani raporlarım işlenmemiş deil ama mecburi hizmet günümü sayarken de raporlar gözükmüyor.


En sonunda işimi garantiye almadan, benm yazım okuluma varmadan istifa etmemeye karar verdim.Bu kadar dayandım sonunu da getiriim dedim.


Sonuç olarak yrn sağlık müdürlüğünün de üstün (!) çalışma ve yardımlarıyla(!) aile hekimliine geçiyoruz ağrı olarak.


Biz doktorlar kendimizi geçtik müdürlük o kadar lakayt, o kadar işini geciktirmişki, mesela bilgisayarlarımıza program yüklenmesi gerekiyor hala tamamlanmış deil, güya biz sedye-masa-pc gibi aletleri müdürlükten kiralayabilcektik, şimdide bişe demeden bilgilendirmeden yenilerini temin etmeyi bırak sağlık ocaklarında olan eşyaları bile topluyor müdürlük.


Bi de ilçelerdeki tüm doktorlar aile hekimliine geçtiği için ve acillerde hiç dr kalmadıı için nöbetleri kim tutacak:biz.Sırayla bi de acil nöbeti tutucaz, karşılığında hiçbişey almadan.Sevgili sağlık müdürümüz bunu bizden rica etti!en azından böle bişe isteyebilirmiş.Çok destek olup çok yardımcı oldularya bi de rica ediolar.Hastaneye kazandırdıımız tüm sermaye de hastanenin dier çalışanlarına verilecek.Nöbetten sonra da off die bişey olmayacak,direk sağlık ocaklarımıza gideceğiz.


Doktorun biri 'bizim ilçemizin bazı köylerinde can güvenliği yok.Jandarma bile bize gitmeyin diyor, giderseniz artık sorumluluk bizden çıkar, biz sizi uyardık diyor.Biz buralarda ne yapacağız?' die sordu.Sağlık müdürümüz ne dese beğenirsiniz (abartmadan aynen yazıyorum): 'siz devlet memurusunuz, eer canınızı devlet memurluunuzdan çok seviyorsanız bu işi bırakın.Zaten sokakta yürürken de araba çarpabilir, başınıza bişe gelebilir.Madem öle dışarı da çıkmayın.' İkisi aynı şeylerya. Nefret ettiriyorlar iice kendilerinden.Tamam yani oralara git de diyeceksen yine de, git demek var git demek var.Bari 'tmm siz de haklısınız ama oralara da gitmek lazım' falan de.Biraz motive et, destek verici şeyler söle.


Amaan nese az kaldı inşallah.Sabır=)


Yarın da yeni dönemin ilk günü.Hadi bakalım hayırlı uğurlu olsun inşallah=))





biterken:pinhani-seni bana anlatırlar

Perşembe, Ekim 07, 2010

meslek hayatımın birinci yılında...

...bir yılımı kaybettim hükümsüzdür

bu biraz içini dökme, iç rahatlatma amaçlı,biraz şikayet etme, biraz kabullenmeli bi yazıdır...

tam bir sene oldu buraya geleli.çokça yağışlı bir ekim günü babacımla beraber önce erzuruma sonra ağrıya gitmiştik ne yapacağımızı bilmeden, nereye gideceğimizi bilmeden..fazla çok fazla yağmur yağıyordu.önce il sağlık müdürlüğünde başlayışımı yaptırdık sonra kalacak bi yer bulduk akşamı geçirmek için.ertesi gün ilk kez tutağı gördüm.ağrı-tutak arasındaki yoldan ilk geçişimi hatırlıyorum.Allah ım o yol bitmek bilmemişti.o yoldan kaç defa geçtim, her iklimi gördüm o yolda, daha kim bilir kaç defa geçeceğim.İtiraf ediyorum hayatımda ilk defa 'ilçe' olayıyla karşılaşacaktım.Nasıl bir yerdiki acaba?

Bir senedir devlet memuruyum, bir senedir aktif olarak doktorluk yapıyorum.

Ben burda çok ağladım, çok zırladım,çok insan tanıdım, çok insan da kaybettim.İnsanlardan nefret ettim, doğru meslekte miyim die sorguladım, yardım ettim, kötülük yaptım...

Çok insan tanıdım, aklıma gelmeyecek bağlar kurdum.

Sonra kimseyi aramadım, telefonlarını açmadım, konuşmadım kimseyle, aramızdaki bağları kopardım.Bunu isteyerek yapmadım yani kopmak geliyordu içimden çou zmn. öyle yaptım ben de.Bilmiyorum döndüğümde bunları nasıl telafi edeceğim.

En çok gezdiğim zmn.lardan biri oldu belki de.Bu iiydi.

Her iklimini gördüm buranın.

Doğudan, doğuludan nefret ettim.Ve sanırım bu tüm hayatım boyunca böyle sürecek.

Önceden sevmediğim karadeniz insanının burdayken kıymetini anladım.Hatta işte kendime ukte de veriyorum uygun bi zmn.da buraya yazacağım karadeniz vs. dou insanı die.

Çok ağladım yaws ben burda.Harbi ama.Normalde öle zırlak bi insan da deilimdir aslında ama işte öle oldu.

Hee bi de hani mesela insan bi dönemi geçirince geriye baktıında ne kadar zorluk ya da üzüntü yaşamış olsa da aklına hep güzel anlar gelirya.İşte ben şimdi geriye bi senelik döneme baktıımda aklıma hep sıkıntılı, üzgün anlarım geliyor.Hiç mi olmadı güzel şeyler.Tabiki oldu ama 3 yanlışın bir doğruyu götürmesi gibi sanırım kötü şeyler güzelleri öldürüyor kafamdaki.

Çok küfrettim bi de ben burda.Benim buraya gelmemde en ufak parmağı olan herkese küfrettim hatta huyum olmamasına rağmen çok da beddua ettim bak hala onların kabul olmasını diliyorum.Bilmiyorum bu belki biraz da kendime bi 'suçlu' seçip kafamı rahatlatma amaçlı bişeydir.Belki de.

Çok insan tanıdım burda.Çok insan görünümlü hayvan da tanıdım.O hayvanlar yüzünden insanlardan da nefret ettim.

Meslektaşlarımdan soğudum, mesleğimi sorgular oldum.

Bi de adakta bulundum ben.Bak buraya da yazıyorum kazasız belasız hayırlısıyla evime bi döniim kurban kesicem.Harbiden ama.

Devlet işlerinden nefret ettim.Allah devlet dairesine işimizi düşürmesin dedim çokça.Düşürmesin inşallah da.

Sonra uzaktan bıdı bıdı konuşup doğu şöyle, doğu böyle diyenlerden nefret ettim, herkesin bir süreliğine 'yaşamak' için buralara gelmesi gerektiğine inanır oldum ama öyle bi-iki haftalığına gezmek, görmek amaçlı gelmek deil mesela en az altı ay içinde yaşayarak gelmek gerek, işte ancak o zmn dou hakkında konuşma hakkına sahip olabilirler insanlar.

Çok özlem çektim burda.Ama gerçekten çok özledim herkesi, her şeyi.Eskiyi, bursayı, dostlarımı en çok da ailemi.Allah daha başka özlemler çektirmesin inşallah=)

Hep nefret etmedim tabiki.Ama işte onlar ağır bastı dedimya.


Ne de olsa burası benim ilk göz 'ağrı'mdı.Bi daha yolumun düşmemesini umsam da.

Kabullenir oldum bazı şeyleri.Bunun sebebi alışmak mı yoksa kabullenmeyip üstüne gidecek gücüm olmaması mı bilmiyorum ama öle artık.

Çok insan tanıdımya, sevdim de ben onları.Mesela şu an bi oda arkadaşım var.Başka bi ortamda olsa muhtemelen tanışıp kaynaşmazdık.Mesela sabahları ferdi tayfur, akşamları da bilmediim başka şeyler dinliyor.Ben ki ferdi tayfurun en bilinen bi şarkısını bile bilmezken(benm için onun en bilinen şarkısı bile yoktur mesela), onu da kabullendim.çok karışıyor, çok müdahaleci, benden nerdeyse on yaş büyük.ama ii biri.seviyorum onu da.

Sonra bizim sağlık ocağındakiler var.Bir senedir varlar benim için.İiki de varlar.Yoksa çok ama çok çekilmez olurdu buralar.Onların desteklerini hayatım boyunca unutamam sanırım.Unutmiim de zaten.

Biz burda varya asker arkadaşı gibiyiz.Yani bana öyle geliyor en azından.Hani olurya asker arkadaşları hiç unutulmaz, yıllar sonra bile görüşülür.Biz burda hemen hemen aynı şeyleri yaşayan, evinde çook uzaktakiler olarak bu günlerde yaşanılanların unutulacağını da sanmıyorum.

Bazen diyorum ben nerdeyim, lisedeki zeynep nerde şimdiki ben nerde?lisede yada üniversitedeyken buralara geleceğimi söyleseler gidin işinize derdim.Buraları görmek de varmış.

Daha uzar gider böylece, ben de aklıma geldikçe eklerim.

Sonuç olarak burda ii-kötü bir yıl geçirdim.Tabiki çokça şikayetçi bi insan olsam da şükrettim halime.
Kime ben burdayken çok zırladım desem tamam işte ii olgunlaşmışsındır diyorlar.Olgunlaşmak?Eğer kastettikleri şey içimin pörsüdüğünü hissetmek, kendimi 4o-5o yaşlarında hissedio olmaksa eet doğru söylüyorlar.Peki ben bunu istiyor muyum?Hayır.Ben eski beni, burdan önceki halimi özlüyorum.Ne olursa olsun burdaki bir yılımı kayıp ilan ediyorum ve elimde olsa aynen filmdeki gibi beynimin bu seneki kısmını sildirirdim.Her ne kadar ileriki yıllarda belki buranın bana faydası dokunacak olsada...

Burda tanıdığım, önceden tanıyıp burdayken hep yanımda olan, destek olan tüm herkese teşekkür ederim, arayıp sormadığım, soranlara cvp vermediğim, bağımı kopardığım, kırdığım kişilerden de özür diliyorum ama o sadece burdaki ruh halimden kaynaklanan bişeydi, en kısa zmn.da geçmesini ve onların da benim burdaki halimi unutmalarını diliyorum.

biterken: mor ve ötesi-araf