Perşembe, Aralık 31, 2009

2oo9-2o1o

yeni bir yıla girmeye saatler kala sanırım bitmek üzere olan bu yılın bi çetelesini tutmam gerekiyor artık geç de olsa:)
her ne kadar çok büyük anlamları olmasa da yeni yılların benim için yine de düşündürür bir geçiş dönemi şeklinde;o an'ı, geçmiş seneyi ve gelecek seneyi.geçen sene bursadaydım, şu an tutakta, seneye ?:)
bu yıl -özellikle de ikinci yarısı- fazlasıyla hareketli oldu benim için.ilk yarı zaten gayet monotondu klasik intörnlük, nöbetler, dersane ev...ikinci yarıda yıllık yazıları,mezuniyet,balo,bursadan ankaraya taşınma-hüzün-,milli kütüphane,tus,memuriyet,tutak,tutak'a gelme.
şimdi pansiyonumda oturmuş gözümün önünden geçiyor fotoğraf kareleri.tam olarak bu sabah farkettim ki ben uzun zamandır özlem çekmemişim bugün büyük bir özlem içinde olduğumu farkettim, özlem duyduğum şeyi tam olarak bilmiorm ama bir şeyleri, birilerini özlüyorum(en büyük özlem bu şekilde olur inşallah:))
aslında kafamda pansiyonda tembellik yaparak,film izleyerek aklım boş bir şekilde hiçbir şey düşünmeden geçirmek vardı bugünü ama bizim hemşirelerden birine gidecekmişim gibi görünüyor, hem zaten aklımı tamamen boşaltamayacağıma göre nerde olursa oliim tam anlamıyla rahat olamıcam zaten.
tam olarak geçen sene bu zmnda şimdi nerede olacağımı merak ediyordum şimdi geçmiştir sanırım bu merakım:) ama şimdide seneye bu zmnı merak ediorm ah bu benn:)her zmn olduğu gibi şimdi de umuyorumki annecim babacım ve kardeşlerimle hep beraber mutlu olmaya devam ederiz inşallah.Amiin:)
herkese mutlu yıllar!:)

biterken:the temptations-stand by me

Çarşamba, Aralık 30, 2009

tıp örencisi olmak...

Bu öyle bir şey ki hem doyuma ulaşmak hem hayata doyamamak.Öğrendiklerinle vay be diye şaşırıp, gaza gelip tamam iyi bi doktor olcam diyip insanlara maksimum yardım şansına sahip olarak doyuma ulaşmak ama aynı zamanda hayata, gençliğine (belki de ilerde ailene)doyamamak.
Hele ki küçük yaşlardan beri bunun hayaliyle yaşıyorsanız tıp fakültesini kazandığınız andan itibaren içinizde bir sevinç yumağının birikmesi tıp öğrencisi olmak.Ama aynı zamanda okul başlayıp da 250 kişilik bir amfiye derse girince 'benim hayallerim bu değildi' demek.Daha 1. sınıfta çok gaz olupta 'ben farklı olcam.iyi bir doktor olcam çok çalışcam'diye bir gazla başlayıp; tıpla alakasız derslerle başlayan, hocaların iptidai yöntemlerle ders anlatmasıyla ve sanki daha 18inizdeyken herkes sizi bulunuğunuz o yerden soğutmaya çalışıyormuş gibi olan her olayla devam eden furyayla bu gazın kısa sürmesiyle 'tamam ya ben derslerimi geçiyim yeter' diye düşündürüp tüm heveslerinizi kursağınızda bırakan bir olay. Daha sonraki yıllarda da (2. ve 3. sınıf)aynı şekilde bir dünya dersle uğraşıp daha sonra sınav zamanı 1 haftada 9 sınava girip*(haftada derken 5 iş gününü kastediyorum) tüm yaşam şevkinizin bir anda sönmesine sebep olan ama sınav olmadığı zamanlarda diğer fakültedekiler kadar olmasada mutlu olunan bir durum.Ama bir de havalar güzelleşip herkes çimlere yayılırken, senin ders çalışma zorunluluğun olup 'havalar kötüleşsin' diye iç geçirten durum.Hele şenlik zamanları herkes coşup eğlenirken sadece tıp fakültesindekilerin sınavlarının sanki başka gün yokmuş gibi senede bir olan bu 4güne koyulması takdire şayan bir durum elbette. 'Tamam en azından benim ne olacağım belli' diye pollyanavari bir düşünceyle iç rahatlatmaya çalışırken tus faktörü araya girdimi iyice iç bunaltan durum.Tabi fakültedeki bu zaman kadar geçen süre içinde fotokopide geçen zamanı hesaplayamıyorum bile.
Artık hastaneye gelinip önlük iyice vücuda oturunca kliniklere başlayıpta biraz daha doktor olmanın zevkini tadınca 'sanırım doğru yerdeyim' diye düşündüren, hastanede giderken birinin sizi dr.hanım/bey diye durdurup bir yer sormasıyla ve o insana o yardımı etmenin bile verdiği mutlulukla tekrardan 'iyiki burdayım'dedirten olay.
Tabi bide kendine/sevdiklerine gördüğün/okuduğun her hastalığı yapıştırma durumu varki en kötüsü de bu, insanı paronayak yapıyor.Ya da içtiğin kahveler yüzünden gastrit olmak, uykusuz geçen geceler sonunda ruh gibi dolaşmak tıp öğrencisi olmak.Sonra sınavda (sözlüde) malign bi hocaya düşüp tüm iyi niyetlerinin, çalışmalarının, uykusuz kaldığın gecelerin, yorgunlukların heba olup yaz okuluna kalmak tıp öğrencsi olmak.
Kısaca, dahiliye staj sınavından bir gün önce bunları yazmak, bu kadar karamsar olmak ama yine de 'iyiki burdayım'diye düşünüp, şükredip, mutlu olup, içinde ümit beslemek geleceğe dair.-fzt-(04.04.2007)


daha önceden de muayene için gelen ve biraz muhabbet ettiğim lise öğrencilerinden biri elinde sevkiyle yine gelmişti.Şikayetini sordum 'hocam aslında benim bi şikayetim yok ben sizi ziyarete geldim' diyince gülümsedim bi an, hoşuma gitti demekki dedim artk beni iice kabulleniyorlar (aslında bilemedim bu ii mi kötü mü:)).lise son sınıf öğrencisiydi, önceden de konuşmuştuk tıp istiyormuş .Onu duyunca yıllar önceki bu yazı geldi aklıma.Acaba o zmndan bu zmna kadar geçen süre kadar bi süre daha geçtiğinde nerelerde, şu an için bilmediğim hangi yabancılarla olucam?


biterken:nancy sinatra-bang bang

bayrağın dalgalandığı her yer...erdal-karacan-döşkaya


aslında 'off' günüm olduğu için hasta bakmayacaktım, sadece bi gidip tuğçeyi uğurlamaya geri dönecektim ama işte şu hala daha bizi uğraştırmaya devam eden domuz gribi aşıları için yeniden köye gidilmesi gerekiyormuş bu sefer okullar aşılanıyordu ama doğrusunu söylemek gerekirse okullara sadece gittik yani üç köyde toplamda -yaklaşık- on kişi aşı olduğu için gittik, formlarımızı doldurduk, döndük diyebilirim ama işin ilginç yanı ben eğlendim:)

gideceğimden önceden haberim olmadı o yüzden köy soğuklarına,çamurlarına hazırlıklı değildim ama yollar ve hava tahminimizden ii olduğu için sorun yaşamadık.hatta geçtiğimiz yollar çok güzeldi bi ara dayanamadım arabayı durdurmalarını rica ettim, aşı ekibi her beraber fotoğraf çekildik sonra da yolumuza devam ettik: ağrı-erzurum-muş üçlemesinin sınırındaki 'döşkaya' ya kadar gittik.

intörnken acildeyken bi prş asistanı vardı plastiğin en çömüydü, acilde bi vaka olduğunda onu görderirlerdi sürekli o yüzden muhabbetimiz vardı.bi gün yine konuşurken 'benim mecburim ağrıya çıkmıştı.ağrıya giderken...'şeklinde başlayan bi cümle kurmuştu ama yani öylesine bi konuşmaydı ben de o an içimden 'ağrı neresi, ağrı ya nasıl gidilirki bana ağrı çıksa hiç gitmem herhalde' die geçirdiğimi hatırlıyorum da çok gülüyorum şimdi kendime fazlasıyla büyük konuşmuşum sanırım:)

bayramdan önce de yine aşılar için başka bir köye 'hacıyusuf' a gittiğimiz de -ki o zmn daha yorucu bi gün geçirmiştik; havalar daha soğuktu ve biz kapı kapı tüm köyü gezmiştik benim de sahada ilk deneyimim olduğu için baya yorucu olmuştu ama- hiç şikayet etmemiştim halimden (buna benbile şaşırmıştım)hatta o zmnki aşı ekibi bana defalarca hocam siz ali hocadan daha dayanıklı çıktınız demişlerdi(benden bi gün önce de aliyle sahaya çıkmışlardı). İşte o gün bir çay molası vermek için girdiğimiz evde otururken sağlık memuru bana baktı ve 'hocam siz nerelisiniz' diye sordu 'ankaralıyım' dedim ardından nerede okuduğumu sordu 'bursada' dedim ve güldü neden sordunki dedim, 'işe bak ankarada büyü, bursada oku sonra sen kalk tutaka gel' dedi.güldüm ben de.İşte tam o an aklıma 'o' geldi uzun bi aradan sonra.Ben inatla -mecburi hizmet henüz bana bu kadar yakın değilken- ben mecburide douya gidicem oradaki insanlara yardım edicem derken O bana ' ben seni tanıyorum sen oralarda yapamazsın dayanamazsın oralara, iki gün sonra dönersin' diyordu.Ya O beni tanımamış ya da ben gerçekten çok değişiştim.Sadece gülümsedim o günlerdeki halime...(kendime de maşallah diorum bu adaptasyonum için).Nerden nereye...
Dün üç farklı köy okuluna gittik, kiminde 1oo öğrenci var kiminde 3o-4o.Az sayıda öğretmenleri de var.Bir de bayrak dalgalanıyor biz de bayrağın dalgalandığı her yer vatandır misali görüyoruz buraları:)
Bayram sonrası tutaka döneceğim zaman maaile beni havalimanına bırakmaya giderken, annem havalimanı yolu üzerindeki biraz da tepelik gibi gözüken yerdeki evlere bakıp 'burda da insanlar yaşıyor' demişti 'anneee sen daha nerelerde insanlar yaşıyor bilmiyorsun' demiştim tutakı kastederek tabi bunu dediğim zamanlarda ben de henüz görmemiştim döşkaya yı:)
biterken:aslı-kördüğüm (bugünlerde bi fazla dinler oldum bu şarkıyı da neden acaba:))

Perşembe, Aralık 24, 2009

iki günlük bebeğini muayeneye getirmiş uzak köylerden birinden, şikayeti bebeğin ağlamasıymış evet evet iki günlük bebeği ağlıyormuş o yüzden gelmiş.bir başkası 4 aylık bebeğini getirmiş, sanırım çocuk doğduğundan beri tırnaklarını hiç kesmemişler parmağının son falanksı kadar tırnak boyu vardı bu ne böyle çocuk yüzünü gözünü çizecek neden kesmiyorsunuz dedim annesi de korkuyorum dedi neden die sordum meğerse çocuğun tırnaklarını keserlerse çocuğun uykusunun bozulacağına inanıyorlarmış o yüzden de kesmezlermiş sonra muayene etmek için çocuğun üstünü açmasını istedim ve karşıma resmen bi lahana bebek çıktı:) 7-8kat, çarşaf parçalarına benzeyen kumaşlarla sarılmıştı çocuk aç aç üstündekiler bitmedi,bu ilk kez gördüğüm görüntü deildi zaten bişey de demedim.

burdakiler küçük yaşlarından beri patır patır çocuk doğurdukları için ve çok çocukları oldukları için sanırım pek dikkat etmiyorlar çocuklarına o yüzden baya bi şaşırttı bizi bebeği ağladığı için dr.a getiren o aile. geçen ayda bizim köylerden birinde bi intihar vakası olmuştı biz de otopsiden sorumlu olduğumuz için çağrılmıştık.intihar eden kişi yirmi yaşında bi bayan, 4 çocuğu varmış.neden intihar etti bilinmez ama o yaşta o kadar çocukla belki de haklı diyor insan...
bu arada bizim köylerden birinde dedim de güldüm kendime nasıl sahiplenmişsem artık buraları:)
ben ank.da büyüdüm ama ank.ın ilçerini doğru düzgün bilmezken (hatta yakın zmn a kadar sorsalar 'ilçe' kavramına da çok hakim değildim cidden hani nerelisin dediklerinde 'içinden' ya da 'merkezden' demenin ne demek olduğunu üniversitede anlamıştım:)) şimdi ağrının bi ilçesinin köylerini biliyorum :) bayramdan önce h1n1 aşısı için köylerdeki evleri tek tek gezerken (sağlık müdürünün isteği üzerine aşılama ekibinde herhangi bi yan etki gelişirse die bir de dr bulunması gerekiyordu hayır anlamadığım tmm biz gidiyorduk ama elimizde hiçbişey yoktu bi reaksiyon olsa napardık bilmiyorum) bi eve gittik kadın 27 yaşında on tane ocuğu varmış hepsini de evde doğurmuş güle güle anlatıyordu gerçi o gülmeleri pek hayra alamet gözükmüyordu ama:) kadın 14 yaşında evlenmiş sanırım o gün sonra da hiç boş durmadan çocuk doğurmuş.En büyük çocuğu da şimdi hamileymiş işe bak kadın 28 yaşında anneanne olacak:)

bu arada sanırım artık 23-26 yaş tüneline de iice girdim:) facebook u bi açıyorum çoğu arkadaşım şafak sayıyor oluyor ya kendi şafağını ya da askere giden sevgilisinin şafağını.Son iki ay içinde de çok fazla arkadaşımın nişanlandığı haberini aldım. İstesemde istemesemde kabullenmem gerekiyorki artık yaş alıyoruz:)
İnsan büyüdükçe, yaşlandıkça o yaşa ait tünellerden geçiyormuş gibime geliyor: ' yaş tünelleri' .yani mesela 17-19 yaş tünelinde lise biter, üni. hayatı başlar arkadaşların hemen hepsi o dönemden geçer sonra 20-23 yaş tüneli gelir artık mezuniyetler vardır bu tünelde bir de sen 6 yıllık bi okulda okurken dier arkadaşların çoktan mezunolup işe güce karışır, daha sonraki tünellerde askerlikler, evlilikler... kendi tünellerimizde hep iiliklerle karşılaşırız umarım:)

biterken:kolpa-koşa koşa

Cumartesi, Aralık 19, 2009

tutak'ta yaprak dökümü

dün geceden beri durmadan yağmaya devam eden kar her yeri kaplamıştı il sağlık müdürlüğündeki işleri halletmek için ağrıya gidip gitmemek konusunda bi müddet tereddütten sonra (henüz nöbetten gelmeyen) tuğçe yi aradım en sonunda gitmeye karar verdik.
tuğçe hastanede ikinci istifa dilekçesini yazdı(-1-) adnan abi imzaladı vee ağrıda toplu halde çeşitli işleri olan 6 kişi ağrıya doğru yola çıktık:) ee tabi ne de olsa burası tutak işleri biriktirip birikirip öle gitmek lazım:)
kar yağışı aynen devam ediyordu neyseki yol düşündüğümden iiydi gerçi yine bi iki yoldan çıkmş otobüs kamyon görmüş olsak da buralar için normal şeylermiş onlar sanırım zmn la onlara da alışırım:)
defterdarlıkta eceyle karşılaştık şu hale bak bursadan sınıf arkadaşınla ağrı'da karşılaş, o da naklini aldırmak için gelmiş
il sağlık müdürlüğüne gittik tuğçe dilekçesini verdi(sanırım cidden gidiyor), bu arada beraber geldiimiz hemşirelerden biri de istifa etti(-2-), ben de şu soyadımı düzeltmeye çalıştm hadi bakalm bi dahaki ay düzelcekmiş ama pek umudum yok:)



sevmiyorum işte bunu; bi yere, birine, bişeye alışmayı bu kadar çabuk alışmayı sevmiyorum sonra ayrılmak zor oluyor boş yere hüzünlendiriyor.şu son öğretmen atamalarında bizim yurttan bissürü kişi başka yerlere atandı(yaprak dökümleri3,4,5,6...) ya cidden bazısı sadece öylesine merhabam olan insanlar ama onların bile gidecek olması ne biliim bi deişik hissettirdi.ya hep beraber gidelim kimse kalmasın buralarda ya da kimse gitmesin ya da sadece ben gidiim olmaz mı:)

neyse sağlık müdürlüünde işimiz bittikten sora ağrının yollarında tuğçeyle amaçsızca dolaşırken birbirimize baktık ağrıdayız bilmediimiz bi şehirde, doğuda geziyoruz die tıpkı muşta, ığdırda tatvanda ya da son iki ayda gidip gördüğümüz herhangi bir doğu ilinde olduğu gibi:) daha da garibi dönüşte bizi alacak bi araba vardı tutaktaki eczacı:)o da ağrıya gelmiş dönüşte beraber dönecektik, bilmediğimiz şehirde, alışkın olmadığımız iklimde, 3 ay öncesine kadar hiç bilmediğimiz insanlarla iletişime geçerek...hayat bi garipsin yaa:)
mecburiyet caddesi lakaplı cumhuriyet caddesine doğru giderken arkadan bi araba yanaştı içinde bizim repreplerden biri bi kahve içtik beraber nasılsa yürürken bi amacımız yoktu hayır demedik ona da.yeni açılan bi yer varmış cidden şaştık kaldık cafe tarzı üst katı bar ama yani kesinlikle ağrıya göre fazlasıyla ii hatta çou büyük şehirde bile ii sayılabilir öle bi yer burdakilerin dediği gibi batı gördüğü belli buranın sahibinin dedik cidden de öyleymiş:)
geçen hemşirelerle konuyorduk geçen yeni yılda nerdeydim şimdi nerdeyim seneye nerde olcama acaba:)hadi bakalım hayırlısı.

biterken:greenday-time of your life

Perşembe, Aralık 17, 2009

her yerde kar vaar:)

  • akşama doğru yağmaya başlayan kar son sürat yağmaya devam ediyor ve daha şimdiden baya bi yükseklik oluşturdu.yrn ocağa nasıl gideceğim şimdiden merak konusu(yusuf un dediği gibi şaseye dikkat etmek lazım:))
  • aralık ayındayız, ağrıdaym, dışarda eksi bilmem kaç derece souk var odamda pencere sonuna kadar açık, üzerimde bi kısa kollu hala daha sıcaktan yakınıorm aman maşallah:) sanırım pansiyonun kendi internet sitesinde yazdıı gibi burası iklimlere meydan mı okuyor ne?!
  • tuğçe son nöbetini tutuyor bikaç gün içinde de döner sanırım bakalm neler olacak
  • tutak halkı varlııma yavaş yavaş alışıyor sanırım; 'hemşire hanım'dan sonra 'dr.bey'liğe terfi ettim
  • aslında sabah aynaya baktığımda beni gülümseten ve akşama bunu kesin yazmalıyım dedirten bişey vardı aklımda ama ne olduunu çoktan unuttum o yüzden böle geveliorm işte şimdi
  • bugün ne burakla aşaıya indim laflamaya ne tuğçeyle uzun uzun muhabbet ettim(nöbette oldu için edemedim tabiki) ne de gelince uyudum hadi bakalm ilerleme var hayırlısı aman maşallah böle devam eder inşallah
  • il sağlık müdürlüğüne gitmem lazım ağrıya bakalm yrn öğleden önce gidebilirsem ve işimi halledebilirsem ii olur ayrıca burdaki taşlıçay ilçesiyle soyadımın benzerliğinden dolayı yeni soyadımın taşlıçay olmasını görmekten ve bunu düzeltmeye çalışmaktan bıktım!en son dün bakalınlığın sitesine bakarken yeniden kendimi zeynep taşlıçay olarak buldum
  • küaybekar msn de biraz onunla konuşiim bari.şimdilik bu kadar:)

biterken:simple plan-perfect

Cuma, Aralık 04, 2009

tutak

Her şey 11eylül2oo9 daki 28.dönem devlet hizmeti yükümlülüğü kurasıyla başladı.Başlayan ne dersen bilmiyorum o zmn tutak maceram o güne dayanıyor demem daha doğru sanırsam.
Tıp fakültesinden mezun herkesin zorunlu olarak katıldığı kuralardan biriydi, benim için önemiyse benim ismimin de o kurada yer almasıydı.
3. ve 4. sınıfta çok idealist bir şekilde yaklaşıp douaya gidip ordaki insanlara hizmet edip onlara yardım etme düşüncesi çoktan gitmişti aklımdan sebebin de bilmiyorum gerçeklerle yüzleşmiş olmaya daha yakın olmak mı artık aileme uzak olmayı istememek mi belki de korkuyor olmak mı artık ne bilmiyorum ama ben artık bir yerlere gimek istemioyordum sebebi belki de tus tu.Neyse ne olursa olsun dier 327o dr gibi benim de ismim listedeydi.Biz açıklanan münhal kadrolara göre 5 tercih yapıyorduk 5 nokta tercih.Benim tercihlerim kırşehir kaman devlet hastanesi, bursa-ankara arasında her geçişimde sebebini bilmediğim bir iç kaynamasıyla baktığım ve her seferinde mecburimi burda yapsam ne güzel olur dediğim(ki mecburide listede olup olmadığını bilmediğim) bilecik bozüyük d.h., afyon çay sağlık ocağı, çankırı elidivan toplum sağlığı merkezi ve son olarak da artvin arhavi sağlık ocağı.Kura sabah başlıyor, ulucanlarda oluyor.Ben dayanamayacağımı düşünüp gitmeye karar verdim küaybekarı da çaırdım beraberce yola koyulduk.Kura saatlerce sürdü bizim sınıftaki arkadaşların abartmasız yarısından fazlası ilk tercihlerine, kalanlarının büyük kısmı dier tercihlerine yerleşkten sonra sayılı kişimiz şanslı şekilde genel kuraya kaldık.Benim ilk tercihimi üçbin küsür kişiden sadece ve sadece üç kişisi ilk tercih olarak yazmış ve bu cidden yakalanması zor bir ihtimal.İşin ii yanı hastane iki kişi alıyor ve benm dışımdaki dier iki kişi de kurayla oraya atandıktan sora ve zaten dier tercihlerim de önceden ölü tercih durumuna düştükten sonra genel kuraya kaldığımı anlamştım zaten.
Hayat insana gerçekten garip tesadüfler sunuyor.Atama sırasında yakın arkadaşlarımıza çıkan yerleri bir kağıda yazıyoruz ki haber verelim.Tuğçeye-ki küaybekarla karşılaştırılınca benm yakın arkadaşım- bir yer çıktı ben hayatımda ilk kez duydum orda hatta içimden tüh ne fena yer çıktı dedim.Orayı da not ettik ki ben tuğçeye haber veriim.Aradan baya zmn geçtikten sonra benm ismimin karşısına ağrı tutak merkez sağlık ocağı çıktı ben dumur oldum tabi ilk anın şokuyla tepkisiz kaldım, tek yapabildiğim o an için benimle birlikte aynı yere atanan dier dr. arkadaşın ismini telefonuma kaydetmek oldu:ali.Dışarı çıktık(bu arada küaybekar a da 4. tercihi ist.de bir yer geldi).Ben bi yandan şok etkisinde eve haber veriyorum bir yandan elimizdeki kağıda bakıyorum kim nereye çıkmış die.Birden tuğçeye ilişti gözüm:Tutak devlet hastanesi.En azından tanıdık biri dedim ilk iş olarak da tuğçe yi aradım.
İşte tutak maceramın başı bu:)
Sanırım bundan sonra yazacaklarım daha çok tutak ve orda yaşadıklarımla ilgili olacağı için bir nevi mecburi günlüğüne dönüşecek burası:)Bi de oraya gittiğimden beri yazmadığım ve hatırladıklarımı kısa kısa bundan sonra yazacağım için olayları yaşadığım anki duygularımı çok yansıtamayacağım sanırım çok fazla günlük moduna dönüşecek burası artık idare edicez:)
Biterken:redd-mutlu olmak için(tubaaa nın cd lerinden çıktı)

Cuma, Kasım 27, 2009

bursa-ankara-tutak 16-o6-o4

çok hevesle yazmaya başladığım bu köşeye gerçekten ama gerçekten çok uzun zmandır yazmadığımın farkındayım ki bu geçen zmn da belki de hayatımın en değişken olduğu, yazılabilecek en çok şeye sahip olduğum zmn a denk geldi.
bursa maceram malesef-şimdilik- sona erdi ben yeniden başka bir bursa macerasına başlamayı umuyorum.ankaraya döndüm tus a girdim ama düşündüğüm gibi-çalışmadığımı bildiğim için- olmadı ve ben devlet hizmeti yükümlüsü olarak ağrı'nın tutak ilçesine atandım.7ekimden beri ordayım ve şu son bir buçuk aydır o kadar çok şey yaşadım ki hayat o kadar hızlı aktı ki, o kadr değişik şey gördüm ve en önemlisi evimden binlerce km. uzakta bir yaşama başladım.sanırım artık yazmam şart olmuş:) aslında yazmak hep kafamda ama işte bugün yazarım yrn yazarım derken günler geçiyor sonunda bugün başladım ki en azından başlayarak ileriki günler için kendime bir emrivaki yapiimki kendimi yazmak durumunda hissedeyim dedim.ayrıca bu yazmamda babamın süper indükleyici gücünü de unutamam.beni her aradığında büyük ısrarlarla yaşadıklarımı yazmam gerektiğini söylüyor, ankaraya geldim bu ısrarları aynen devam ediyor:)
bu arada bugün kurban bayramının ilk günü.dört günlük bu bayram cumartesi pazarı da içine alınca gelmem biraz sorun oldu hatta ilk etapta gelemicektim ama raporla falan işi hallettim sonunda ailemden uzak bayram geçrimek istemedim.İnşallah da ailemle daha çok güzel bayrmlar geçiririm.Amin:)
nese bakalm ben şimdilik bu kadar yazıyorum en azından girişimi yapmış oldum.maceralarım da ilerde artık:)
bu arada burda daha doğrusu tutak ta kürtçe şarkılar da dinlemeye başladım artık müzik listemde 3doors down dan sonra bi iki kütçe şarkıya da rastlayabiliyorum:)
o zmn biterken:rojda-gelmiş bahar çalıyor(bendeki hikayesini de bilahare anlatıcam:))

Pazar, Nisan 12, 2009

yeniden bursa yollarında

gelmeden önce oh ne kadar güzel bissürü tatil yapabilicem derken hen geldide geçti günler.ii geçti çok şükür.şimdi yine otobüsteym.ve bugün yine farkettmki her dönüşüm nedese daha bir koyuyor ya da uzun süre evde kalınca ayrılma daha zor oluyor bilemiyorum ama annneme otobüsten el sallarken bi kötü oldm hee:)
şarjım az kaldı birazdan da molaya giricez o yüzden kısa kesiorm aa bu arada bayramın yeni halinden yazıorm bunları aldıım 3 seneden azla oldu ve ilk kez format atıldı yusuf saolsun.baya bi ii oldu:)inşallah hep ii günlerkullanırım bunu.
Allah ım annecimle babacımla kardeşlerimle daha bissürü günler göstersin, anneciime babacıma hayırlı sağlklı daha bissürü ömürler versin inşallah.AMİİİN
Biterken:ispanyolca şarkılardan-julio iglesias-besame mucho çalıyor

Pazar, Nisan 05, 2009

ankara yollarından:)

acilin içinde yapılan 2 hftlık genel cerrahi stajıma ay başında başlamış bulunmaktayım:)ve bu stajdan 3.seferde geçen bana Allah yardım etti de en rahat yeri olan meme cerrahisine düştüm ve bu durumdan yararlanarak nöbetlerimizi de ayarlayarak küaybeyle(o da aynı yerde)birer hafta eve gitmeye karar verdik bi sorun çıkmaz inşallah.
Dün sanırım herhangi bi genel cerrahi intörnünün görüp görebileceği en ii ve en kısmetli nöbetlerden biriydi aman maşallah gerisi dier nöbetlerin başına:)
aslında haftasonu tutulan nöbetlerden pek hoşlanmıyorum yani ölece klinkte durmak çok sıkıcı olabiliyor hatta dün de o sıkıcı nöbetlerden biri olarak başladı ama gece çok rahattı.Hastanede sadece genel cerrahinin 2 kliniğe sahip olduunu düşünürsk sadece 2 hastadan gece kanı almak sanırım fazlasıyla garip(tabi arada endokrin kliniğinden fazla bakılan şekerleri saymazsak:)).Kısmet kısmısına gelirsek öğlen asistan bi tel.açtı biz yine iş 'kitlicek' die sinirlenirken meğerse uzun zmndır klinikte yatan hasta sonunda taburcu olmuş ve gitmeden bi ziyafet vermiş.Bi ton et şiş ve pirzola halinde.Tüm asistanlar-personel-hemşire-biz sanırım fazlasoyla doyduk ve bu sadece yaklaşık 1odk.da oldu:)cidden ben bi şiş yiyip masaya baktıımda her şey silip süpürülmüştü:)genel cerrahi asistanları saolsun.Akşamın bi vaktide nazlı aradı acilde nöbetçiydi o.Evlerinde gün varmış da ordakilerden nazlıya da getirmişler o da bizle paylaştı ama resmen kısa çapta bi gün yaptık bizde el açmaları börekler mantı sarmalar kadayıf dolmaları...hatta bi ara iice moda girip gün muhabbetleri yaptık:)ya işte öle kısmetli ve ii bi nöbet:)maşallah.
heh esas dicemi unuttum ben de işte nöbetten 2 saat erken çıktım sabah 6 da kalkıp 7 deki 93 e binip terminale geldim ve şu an 8 ank.otobüsündeyim.İşin beni şaşırtan kısmı ise önceden sadece bazı özel hatlarda olan telefonu açık bırakabilme ve nete girebilme özellikleri tüm otobüslere her seferlere konulmuş ii de olmuş.Ben de bölük pörçük olarak toplamda yaklaşık 3 buçuk saat uyumuş olmama(tamam rahat bi nöbet dedim ama sonuçta bi nöbetti işte ve arada tek tük işler için de olsa kalkıyoruz bi de ben sabah erken çıkacağım için -nuranla nöbetçiydim bu arada- nuranla anlaştık ve geceki işleri ben yaptım) ve terminale gelirken uyuklamama rağmen nete biraz bakiim dedim.
Bu arada bugün ankaraya obama geliomuş tüm yollar kapanacak bakalı eve nasıl ulaşacağım:)
Bi de 21 martta babacıımın dün de Ahmet'imin doum günüydü Allah hep birlikte sağlıklı nice yaşlar nasip etsin inşallah.AMİİİİN:)

Biterken:Sevimli şarkı-fountains of wayne'den hey julie çalıyor

Salı, Mart 03, 2009

çok acilll!

sanırım sadece staj deiştirdiğim zmn larda buraya yazıyorum ve böyle devam ederse 2ayda bir ancak yazarım ben.evet sonunda kadın doum stajı da bitti ii kötü olaylarıyla ki iikide birtti ben hiç hazzettemiştim.şimd acildeym ve 2ay da ordaym hadi bakalm o zmn bismillah dielm.inşallah iyi geçer.
ilk nöbetm geceydi ve ben dersane çıkışı olduğum için baya bi kötü haldeydm.Allah tanki çok youn bi odada deildim.Bugün gündüzcüyüm yine aynı odadayım ve bu oda diere odalara göre nisbeten daha rahat.Gerçi acilin sağı solu belli olmuyor ama ki zaten de öyle oldu.Aslında başa dönmek gerekirse evet biliyorum düşünmem bile komik ama dün yine scrubs un en sevdiğim ve defalarca izlediğim bölümünü açtım:my butterfly.Bölümün başlarında bi kelebek gözüküyor sonra bildik 'kelebek etkisi' anlatılıyor işte:ilk önce kelebek bi yere konuyor olaylar gelişiyor sonunda bi hasta ölüyor daha sonra başa sarılıyor olaylar acaba kelebek başka yere konsaydıya getiriliyor laf bu sefer olaylar başka bi türlü işliyor ama sonuç değişmiyor aynı hasta yine ölüyor.İlk izlediğimde yurttaydm dedim adamlara bak belki inançları bizle aynı deil ama resmen kaderi işlemişler olacak olan olur die.Nese işte bugün acildeyken garip ama ortalıkta bi kelebek dolaşıyordu benm bulunduum odada.Dedim acaba bu bi işaret mi:)Zaten çokı geçmeden acilen(yaws tabiki acilen olacak orası acil zaten:)) bi hasta geldi arrest halde.50dk kadar uraştık hepimiz cpr yaptık.Evet ben de böylece ilk kez bi insana cpr yapmış oldum hastayı bi kaç kez defibrile ettik(dr.tabiriyle hastaya bi kaç kez çaktık) ben de yine ilk kez bi hastaya çaktım ama sonuç malesef düzelmedi hasta 'ex' oldu.Ama en kötüsü de bunu hasta yakınlarına söyleme anıydı.Tabiki ben söylemedim ama özellikle söyleyen abiyle birlikte gittim ve çaktırmadan olayları izledim.Allah hiç bi yakınımız kaybını bize göstermesin inşallah.Amiiin.
Öle işte şimdi yaklaşık bi saatliine geldim kütüp.e nuranla birbirimizi offluyoruz çok yoğun olmadıı sürece.Ben de uzun zmn dır yazmadıım bloguma yaziiim dedim.Yukarda da dediim gibi böle heer staj bitiminde-başlangıcında yazacaksam buraya sanırım bikaç yazı sora -malesef- Bursaya vedamı yazıcam.Herşein hayırlısı.
Şimdi gitmem lazım acil işler beni bekler:)
Biterken:malum kütüp.te olduum için şarkı dinleyemiorm ama içimden geçen şarkı:zeki müren-elbet bir gün buluşacağız-annem için gelsin
İnt.Dr.ZYNP

Cuma, Ocak 09, 2009

şu an 3sene yaşadığım, benim "kafesim" olarak adlandırdığım,eski yurdumda eski masamda oturmuş yazıorm bu yazıyı.birden gözüme eski günlerim geldi resmen canlı canlı.bi de bugün dolmuşa amfilerin önünden elinde sobottasıyla2.sınıf olduunu düşündüğüm bi kız bindiğinde eski hallerimizi hatırladım gülümsedim o halime bi an:) sanırım artık geçtiği için çok zormuş çok zorlamış gibi gözükmüyor ama hatırladıkça nasıl da stresli sıkıntılı günlerim olduğunu ,nasıl da yaşamışız diyorum(elbetteki insan başına gelince çekiyor ve Allah kötü günler göstermesin-aminnn- ama yine de az ağlamadım ben bu odada:)) tüm yurttaki herkes yaz gelip de tatile gittiğinde biz hala sınavlarla boğuşurken camdan dışarı bakıp o zar zor geçen hiç geçmicekmiş gibi olan dakikalar günler geçmekle kalmayıp üstüne bir de yıllar geçti:)amfilerdeki vize-final dönemlerinde8günde13sınava girerek,hastaneye geçtiğimizde sözlülere çalışırken,5.sınıfta2haftada bir sınav-sözlü streslerinde...(burada kendime nasıl geçti habersiz i armağan ediyorum:)) tam olarak şu an oturduğum masada-sandalyede oturarak hayaller kurup uzaklara gittiğim(şimdi o uzaklar daha yakın ama),özlemler çektiğim,sınav geceleri uykusuz kaldığım,yan odamda kalan belgin in birisiyle buluşmaya giderken ders çalışıyor olsam da "sen ders çalışmaya devam et ben senin yanında giyineyim sonra sana gösteririm olmuş mu diye soruşu, sonra yine ders çalışmalar, masamın üzerine not almalarım,bol bol uyumalarım...sanırım hepsini özlicem:)her ne kadar bu günlerde kafamda birçok soru olsa da geleceğe dair,kendimi her geçen gün o idealist olarak okula ilk başladığım halimden biraz daha uzaklaşmış bulsam da,her geçen gün biraz daha umutsuzlansam da hepsi her şey güzeldi...her şey için Allah a sonsuz şükürler olsunn.
biterken:babazula-bir sana bir de bana çalıyor

Cuma, Ocak 02, 2009

bir stajın ve bir yılın ardından

'daha dün gibi'derlerya yani işte resmen tam olarak öyle yine yeni başlamış olan bi stajı daha bitirdik.halk sağlığı da bitti ve böyle resmen intörnlüğün yarısı bitmiş oldu.Biten sadece halk sağlığı değil.Aynı zmn da 2oo8de sona erdi ondan bi iki gün önce de hicri yılbaşıydı(bi anda amma çok şey bitip-başlamış:)).

Yeni yılların benm için çok bi anlamı olmasa da her biten şey gibi bi hüzün çöküyor üstüme,bi düşünce alıyor beni...


ps:yazının bu baş kısmını yazmamdan beri yaklaşık bi hft geçtiği için artık ne yazmayı istediğimi unuttum yani yazı artık zmn aşımına uğradı ve geçerliliğini kaybetti:)ama ben yine de buraya kadar yazdıım kısmı yayınlıorm...

biterken: aerosmith:I don t want miss a thing

hee bu arada sanırım biraz hatırladım yazmak istediklerimi:daha önceki senelerde en azından geçtiimiz6sene yeni yıla girerken bir dahaki yılda bir aksilik olmazsa nerede olacaımı biliodum yani tabiki bilmiyordum da demek istediğim mesela3.sınıfın yılbaşında bir sonraki seneyi de bir aksilik olmadığı takdirde bursada geçireceimi biliodum.ama işte şimdi seneye bu zmn larda nerelerde kimlerle olacaımı bilmioorm Allah'tan diliyorum ki inşallah ii yerlerde mutlu olacaım kişilerle olurum ve tabiki annecim babacım ve kardeşlerimle hep birlikte.İnşallah.Amiiin

biterken:aynı şarkı:=)